Yrd. Doç. Dr. Tunalı, yaz aylarının gelmesiyle hava sıcaklıklarının arttığını ve bunun yüksek tansiyona sebep olabileceğini belirtti.Halk arasında “balonlaşma” olarak bilinen Aort Anevrizmasının rüptüründe (patlama, yırtılma) ise başlıca risk faktörünün, yüksek tansiyon olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu Tunalı, yüksek tansiyon hastalarının yaz döneminde, tansiyonlarını sıkça kontrol ettirerek, riskli davranışlardan kaçınmaları gerektiğini vurguladı.
Aort anevrizması hakkında bilgi veren Tunalı, ‘’Aort, kalpten çıkan ve tüm vücuda kanı sağlayan damarların kaynağı olan ana atardamardır. Aort anevrizması ise, aort duvarının (ana atardamar) normal çapından yüzde 50 daha fazla genişlemesine denir. Aort anevrizması halk arasında “balonlaşma” olarak bilinir. Aort anevrizması aortun herhangi bir kısmında gelişebilir. Geliştiği bölgeye göre isimlendirilir. Aortun kalpten çıkan ilk kısmının balonlaşması Assendan Aort Anevrizması, göğüs boşluğu içindeki kısmının balonlaşması Torasik Aort Anevrizması, karın içindeki bölümünün balonlaşması ise Abdominal Aort Anevrizması olup, abdominal aort anevrizması en çok görülen anevrizma türüdür’’ dedi.
Anevrima oluşumunun temel nedenini damar duvarının yapısının bozularak zarar görmesi olduğunu dile getiren Tunalı, ‘’Hipertansiyon, sigara kullanımı, kolesterol yüksekliği ve ateroskleroz temel nedenler olarak bilinmesine rağmen, enfeksiyonlar, travma ve genetik yatkınlık da anevrizmalara yol açan diğer nedenler olarak sayılabilir. Damar çapı, normalin iki katına ulaştığında damarın çatlaması, yırtılması ya da damar tabakalarının ayrışması gibi tehlikelere sık rastlanır. Bu nedenle, anevrizma tespit edilen hastalar yakından takip edilmeli ve aort çapının iki kata çıktığı ya da 5.5 santimetreyi aştığı durumlarda aktif tedavi uygulanmalıdır’’ ifadelerinde bulundu.
Karın ve sırt ağrıları abdominal anevrizmaların belirtisi olabilir
Anevrizmaların belirtileri hakkında da bilgi veren Tunalı, ‘’Bulundukları bölgeye bağlı bası oluşturabilirler. Kalpten hemen çıkışta meydana gelirse aort kapak yetmezliğine, soluk borusuna bası yaparsa nefes darlığına, abdominal aort anevrizmaları ise karın ve sırt ağrılarına neden olabilirler. Bazen de hiçbir belirti vermeden yıllarca çapları artmaya devam eder ve tesadüfen başka tetkikler yapılırken tespit edilirler. Anevrizmalar bazen de patlamış olarak acil servislere başvuran hastalarda tespit edilirler. Bu durumlarda hayati risk çok fazladır ve acil girişim şarttır’’ diye konuştu.
Tunalı, Aort anevrizmasının risk gruplarını; ailesinde anevrizma hastası olanlar, anevrizma nedeniyle hayatını kaybetmiş birinci derece yakını olanlar, ailesinde sebepsiz ani ölüm olanlar, yüksek tansiyon hastaları, sigara içenler, yüksek kolesterol hastaları, obez hastalar ve genetik bağ dokusu hastalığı olanlar (ehler danlos ve marfan hastalıları gibi) şeklinde sıraladı.
‘’Anevrizmalar genelde belirti vermedikleri için tesadüfen tanı konabilir’’ diyen Tunalı, ‘’Abdominal aort anevrizmaları karın bölgesinde muayene sırasında fark edilebilirler. Bunun dışında tanı koymak için en kolay ve ucuz yöntem ultrasonografidir. Fakat günümüzde konvansiyonel veya BT anjiyo ile tanı rahatlıkla konabilmektedir. BT anjiyo aynı zamanda takip altındaki hastaların değerlendirilmesinde de en sık tercih edilen yöntemdir’’ dedi.
Aort anevrizmalarının tedavisi
Aort anevrizmalarının iki şekilde tedavi edilebileceğini ifade eden Tunalı, ‘’İlki konvansiyonel yöntem olarak bilinen açık ameliyet tekniğidir. İkincisi ise endovasküler yöntem denen, açık cerrahi yapmadan anevrizmanın olduğu bölgeye periferik damarlardan giriş yaparak damar içerisine stent yerleştirilmesi işlemidir. Hangi tedavi şeklinin uygulanacağına anevrizmanın olduğu kısım, hastanın yaşı, anevrizmanın boyutu, çevre organlarla olan ilişkileri ve hastanın yandaş hastalıkları göz önüne alınarak karar verilir. Özellikle, yaşlı, obez, sigara içen ve çok fazla yandaş hastalığı bulunan hastalarda endovasküler yöntem tüm dünyada daha fazla tercih edilen tedavi seçeneği haline gelmiştir. Endovasküler tedavi uygulanan hastalar yoğun bakım süresini daha hızlı atlatır ve daha erken taburcu olurlar. Bunun yanında hala daha endovasküler yönteme uygun olmayan anevrizmalar da mevcuttur ve bu tür anevrizmalar açık cerrahi teknikle opere edilirler. Patlama riski yüksek bir anevrizmanın tespiti ve uygun zamanda yapılan ameliyat ile hayat kurtarmak mümkündür. Aort anevrizması patlamadan önce tespit edilen ve ameliyat gereken olgularda, ameliyata bağlı ölüm oranı, tecrübeli kalp - damar cerrahlarının elinde yüzde 5'ten azdır’’ diyerek sözlerini sürdürdü.
Aort anevrizması hastalarının dikkat etmesi gereken unsurları da sıralayan Tunalı, ‘’Bu hastalığa sahip olanlar; düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeli, düzenli olarak tansiyon takibi yapmalı, kilo almamalı, kabızlıktan kaçınmalı, ağır yük kaldırmamalı, ağır spor yapmamalı ve yüksekten atlamamalı’’ dedi ve ekledi: ‘’Ülkemizde aort anevrizmalarının görülme sıklığı tam olarak bilinmemesine rağmen, aort anevrizması nedeniyle hastaneye ulaşamadan ani ölümler olmaktadır. Hastaneye ulaşabilen hastalarda zamanında yapılan müdahale ve operasyonlar hayat kurtarıcı olmaktadır. Özellikle yaz aylarının gelmesi ve tansiyon yükseklikleri, anevrizma rüptürleri için (baloncuk patlaması) başlı başına risk fakörüdür. Hekimler olarak tavsiyemiz, yüksek tansiyon hastalarının özellikle yaz aylarında tansiyonlarını sıkça kontrol ettirmeleri ve riskli davranışlardan kaçınmalarıdır.’’
|