"Çok yaramaz, beni hiç dinlemiyor, iletişim kurma konusunda çok fazla sıkıntı yaşıyoruz…” Bu cümleler bu aralar en çok kurduklarınızdan mı? Sakin olun bu da bir dönem ve biraz zaman alsa da geçecek. Sadece bu zaman dilimi içerisinde çocuğunuzla doğru iletişim kurarak, onu anlayarak, birey olduğunu kabul ederek ve yıkıcı değil yapıcı bir şekilde ona ulaşmaya çalışın. Çocuk Gelişimi Uzmanı Özge Demirci: “Aslında çocuklarımızla nasıl iletişim kuracağımızı bilirsek, çatışmaları en aza indirebiliriz.” diyerek konu hakkında bizleri bilgilendiriyor.
Her çocuk birbirinden farklıdır. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklar arasında da bireysel farklılıklar vardır. İletişim kurarken de bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Onların kalbine giden yolu keşfetmek, yetişkin çocuk arasındaki bağı güçlendirmektedir. Çocuklarımızla iletişim kurarken bazen karşımızdakinin “çocuk” olduğunu unutabiliyoruz. Onlara, bir yetişkine davrandığımız gibi davranıyoruz. Durum böyle olunca da çatışmalar kaçınılmaz oluyor.
Güvenli bir ortam yaratın Çocuklar önce anne babasını tanır. Onların sayesinde de çevreyi tanımaktadır. Ebeveyn çocuk arasında güven oluştuğu takdirde çocuk, çevreye de güvenmeye başlayacaktır. Güvenli bir ortamda da çocuk kendini daha iyi hissedecektir.
Göz teması kurun
İletişimi başlatmanın en önemli unsuru göz teması kurmaktır. Çocuğunuzla iletişim kurarken mutlaka onun boy seviyesine inerek gözlerine bakıp konuşmak gerekir. Çocukla konuşurken mutlaka net ve anlaşılır cümleler kurulmalıdır. Göz teması kuran çocuğunuzun dikkat becerisi artar ve dinleme becerileri daha iyi gelişir.
Çocuğunuzu zorlamayın, iletişim için fırsatlar yaratın
Çocuğunuzu konuşmak için zorlamak onun daha çok ya da daha hızlı konuşacağı anlamına gelmez. Aksine çocuğunuzun strese girip içe kapanmasına ya da agresif davranışlar sergilemesine sebep olur. Bu nedenle iletişim kurmak için güvenilir bir ortamda (çocuğun kendini iyi hissettiği) fırsatlar yaratabilirsiniz. Oyun oynamak, resim yapmak, okunan bir hikaye ile ilgili konuşmak gibi. Önemli olan birlikte zaman geçirmektir. Birlikte geçirilen her an, yapılan her türlü etkinlikte fırsatlar yaratabiliriz.
Çocuğunuzun kalbine dokunmanın yollarını keşfedin
Her çocuk birbirinden farklıdır. Ancak bir ortak noktaları vardır ki o da oyun… Bütün çocuklar oyun oynamayı sever. Oyun oynarken kendini rahat hisseder. Duygularını ve düşüncelerini açığa çıkarır. Biz de oyunlarına eşlik ederek karşılıklı iletişim kurabiliriz. Aynı zamanda çocuğun, duygularını fark etmesini sağlayıp konuşması için fırsatlar yaratabiliriz.
“Sen” dili yerine “Ben” dilini kullanın
“Sen” dili suçlayıcı bir dildir. Çocuğun olumsuz duygular hissedip savunma mekanizmasının harekete geçmesine sebep olmaktadır. “Ben” dili ise kendimizi duygularımızla ifade etmemizi sağlar. Örneğin; “Beni çok kızdırıyorsun.” demek yerine “Böyle davrandığın zaman sana kızıyorum.” cümlesini kullanabiliriz. Bu şekilde “Ben” dili ile konuşan kişi duygularını ortaya koyduğu için hem söylemek istediğini karşısındakini incitmeden söylemiş hem de karşısındaki kişiyi suçlayıcı ifadelerde bulunmamış olur. Duygularını ifade etmeyi öğrenen çocuğun duygusal zekası gelişir. Empati kurmanın temelleri atılır.
Olumlu cümle kurun
Olumsuz cümleler çocuğunuzu daha sinirli ve agresif davranışlar sergilemeye teşvik eder. Ayrıca çocuklar kelimelerin (yap-ma) sonundaki olumsuzluk belirten ekleri algılamayıp, başındaki olumlu olan kelimeyi anlar ve ona göre davranır. Yani “yapma” dediğiniz zaman “yap” kelimesini algılayıp “ma” ekini duymazlar. Bu durumda istemediğiniz şeyi yapmasına sebep olur. Olumlu cümle kurduğunuz zaman çocuğunuzu pozitif olmaya teşvik edersiniz. Pozitif olan çocuğun özgüveni vardır. Böylece kendini daha iyi ifade eder, daha sosyal bir birey olur.
Model olun
Çocuğunuzu mutlaka dinleyin. Dinliyor gibi yapmayın. Unutmayın model “siz”siniz. Siz nasıl davranırsanız, kendinizi ifade ederken nasıl bir konuşma tarzı içinde olursanız çocuğunuz da sizi model alıp sizin gibi davranacaktır.
|