Üyesi Prof. Dr. Ömer Tarım, büyüme geriliğine neden olan etkenler hakkında bilgi verdi.
Uludağ Üniversitesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Tarım, büyüme geriliğine neden olan etkenler hakkında şunları söyledi:
“Büyümeyi etkileyen faktörler genetik veya çevresel olabilir. Bütün bu faktörlerin birleşik etkisi büyüme hızını ve nihai boyu etkiler. Genetik boy kısalığının nedeni kısa boylu ebeveynler olabileceği gibi Turner sendromu, Down sendromu gibi kromozom hastalıkları da olabilir.
Çevresel faktörlere bağlı boy kısalığının en önemli nedeni ise beslenme yetersizliğidir. Bu durum sosyoekonomik nedenlere bağlı olabileceği gibi beslenmeyi olumsuz etkileyen sistemik hastalıklara da bağlı olabilir.
Son olarak, bütün organların kronik hastalıkları büyüme geriliğine neden olabilir. Hatta bazen önemli sağlık sorunlarının ilk bulgusu büyüme geriliği olabilir. Ayrıca düşük doğum ağırlığı, doğuştan kemik hastalıkları, metabolik hastalıklar, karaciğer, böbrek, kalp, akciğer, kemik ve barsakların kronik hastalıkları, kronik enfeksiyonlar, iyi kontrol edilmeyen diyabet, bazı ilaçların uzun süreli ve yüksek dozda kullanımı (kortizol gibi), tiroid hormonu, büyüme hormonu ve cinsiyet hormonlarının yetersizliği büyüme geriliğine neden olabilir.”
Çocukların boy ve ağırlık artışı düzenli olarak izlenmeli
Olası bir büyüme geriliği sorununu zamanında teşhis edebilmek için çocuk hekimi veya aile hekimi muayenelerinde çocuğun boy ve ağırlık artışının izlenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ömer Tarım şöyle devam etti: “Aileler hekime çocuğun büyümesinin normal olup olmadığını sormalıdır.
Büyüme geriliği bazen küçük kardeşin boyunun büyük kardeşi geçmesiyle fark edilebilir. Bu kadar gecikmemek için bazı kolay rakamlar yol gösterici olabilir. Normal bir çocuğun boyu doğumda 50 + 2 cm’dir ve ortalama 1 yaşında 75 cm’ye ulaşır. Bundan sonra senelik büyüme hızı ikinci yılda 12,5, üçüncü yılda 10, dördüncü yılda 7,5 ve erken okul yaşında her yıl 5 cm kadardır. Aileler ve hekimler büyüme hızında görülebilecek yavaşlamalara dikkat etmelidir. Ayrıca çocukların aynı giysileri bir yıldan daha uzun süre giyebilmesi de ailelere ipucu verebilir.”
Kızların boyu adet döneminden sonra da uzar
Çocuklardaki uzama hızının ergenlik döneminde kızlarda yılda 8-10 cm’ye, erkeklerde 10-12 cm’ye ulaştığını belirten Prof. Dr. Ömer Tarım, kızlardaki büyümenin, yaygın kanının aksine adet dönemiyle birlikte durmadığını vurguladı. “Büyüme süreci epifiz hatlarının kapanması ile sona erer.
Epifizlerin kapanması ergenliğin temposu ve evresine bağlıdır ve kemik yaşı 15 oluncaya kadar devam eder. Kemik yaşı, her zaman takvim yaşı ile aynı değildir. Kızlarda yılda ortalama 8-10 cm, erkeklerde 10-12 cm uzama normaldir ve bu hızlı büyüme süreci 1 veya 2 yıl sürebilir. Epifiz hatları açık olduğu sürece büyüme devam edebilir. Ancak adet gören bir genç kız, hızlı büyüme dönemini tamamlamıştır ve adet gördükten sonra, eğer epifizler açıksa, ancak 6-8 cm kadar uzayabilir.
En önemli belirti büyüme hızının yavaşlamasıdır
Prof. Dr. Ömer Tarım, büyüme geriliği olan çocuklarda görülebilecek belirtileri şöyle özetledi: “Büyüme hormonu eksik olan çocuklar genellikle yaşından daha genç görülür. Yüz görünümü bebeksidir.
Bu nedenle aileler çocuğun çok zeki olduğunu düşünebilir. Aslında zekası yaşına uygun, ama görüntüsüne göre öndedir. Sesi ince olabilir. Vücudun orta hattındaki kusurlar uyarıcı olabilir. Örneğin, gözlerin birbirine yakın veya uzak olması, yarık damak-dudak, şüphe uyandırabilir.
Hormon bozukluğuna bağlı ergenlik gecikmesi kalıcı boy kısalığına neden olabilir
Her ergenlik gecikmesinin olumsuz sonuçları olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ömer Tarım şunları söyledi: “Ergenlik gecikmesi, genellikle kemik yaşının da geri olduğu bir durumdur ve nihai boy açısından avantaj olabilir. Bu tarz ergenlik gecikmeleri ailesel olabilir ve yapısal büyüme geriliği olarak bilinir.
Ancak ergenlik gecikmesi beyinde yer alan hipotalamus ve hipofiz bezindeki bir soruna bağlı ise, bu gecikme büyüme hormonu ve tiroid hormonlarının da eksikliğine neden olur ve eğer tedavi edilmezse, kalıcı boy kısalığına yol açabilir.” Büyüme hormonu eksikliğinin nedeninin genellikle bilinmediğini belirten Prof. Dr. Ömer Tarım şöyle devam etti:
“Büyüme hormonu eksikliği bazen ailesel olabilir. Bazen de kafa travmasından sonra beyinde bulunan hipofiz veya hipotalamus bezinin zedelenmesine bağlı olabilir. Ayrıca kortizol tedavisi de büyüme hormonu salgılanmasını baskılayabilir.
Büyüme hormonu sevgisiz ortamlarda yaşayan çocuklarda psikolojik nedenlerle de baskılanabilir. Çok nadiren beyin tümörlerinde de büyüme hormonu ve hipofizden salgılanan diğer hormonlarda yetersizlik olabilir.”
|