Türkiye'yi darbe girişimleri ve terör saldırılarıyla diz çöktüremeyen çevreler şimdi de ekonomide kur silahını ve algı operasyonlarını devreye soktu. Ancak gerek Merkez Bankası'nın adımları gerekse yabancı yatırımcıların Türkiye'ye güveni oyunu bozdu. Devreye sokulan kredi derecelendirme ve yabancı yatırımcı kuruluşların tehdit sayılabilecek raporları piyasadaki havayı dün de bozamadı.
Geçtiğimiz gün bir hafta vadeli repo ihalesi açmayan Merkez Bankası dünde bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararası Para Piyasası’nda bankaların borç alabilme limitlerini toplam 11 milyar liraya düşürdü.
YABANCI TÜRKİYE'YE GÜVENİYOR
Sığ piyasada döviz kurlarının rekor kırdığı son 4 hafta içerisinde, Moody's ve Fitch'in yayımladığı olumsuz raporlar devreye sokulmasına rağmen, yabancılar Türk hisse senedi ile hazine kağıtlarına koştu. 9 Aralık-6 Ocak tarihleri arasındaki 4 hafta içerisinde yabancı yatırımcılar hisse senedi ile tahvil-bono piyasasında yaklaşık 370 milyon dolarlık net alım gerçekleştirdi. Bu dönemde yurtiçinde yerleşiklerin döviz hesapları da 2.2 milyar dolar azaldı. 12 OCAK BİR MİLAT
Türkiye'ye yönelik yaratılmaya çalışılan algı operasyonlarına en anlamlı cevap, 12 Ocak Perşembe günü verildi. "Olağanüstü toplan, faiz artır" baskısına boyun eğmeyen Merkez Bankası, bir hafta vadeli repo ihalesi açmayarak piyasaya "buradayım" mesajı verirken, dolar 3.75 TL'ye kadar indi. Borsa İstanbul ise işlem hacmi rekoru kırarak yüzde 4.15 yükseldi. Aynı gün devreye giren kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in "Türkiye'nin notu ay sonunda indirilebilir" raporu dahi yabancıyı korkutmadı. Yabancı yatırımcılar, Borsa İstanbul'da 200 milyon dolarlık, tahvil-hisse senedi piyasasında ise 600 milyon dolarlık net alım yaptı.
MERKEZ'DEN ÜÇÜNCÜ ADIM
Dolardaki yükselişi "ekonomik temellerden uzak, sağlıksız fiyat oluşumu" olarak değerlendiren Merkez Bankası, dün akşam saatlerinde üçüncü bir adım daha attı. 10 Ocak'ta bankaların borç alabilme limitlerini 22 milyar liraya indirip yabancı para zorunlu karşılık oranlarını yarım puan düşüren, 12-13 Ocak'ta ise bir hafta vadeli repo ihalesi açmayarak TL'nin maliyetini yükselten Merkez Bankası, dün akşam saatlerinde likiditeyi sıkılaştırdı. Bankaların borç alabilme limitleri 16 Ocak 2017 tarihinden geçerli olmak üzere toplam 11 milyar TL'ye düşürüldü. Merkez ayrıca gerekli görülen günlerde Borsa İstanbul bünyesindeki repo pazarlarında yapılan fonlama tutarının da sınırlandırılabileceğini belirtti. Merkez'in adımı sonrasında dolar 3.75 TL'nin altına düştü.
TÜRKİYE CAZİP PİYASA
Kamu maliyesi açısından dünyanın gıpta ile takip ettiği Türkiye'de, geçmişte olduğu gibi 300-500 milyon dolarlık operasyonlarla siyasi istikrarı bozma girişimleri amacına ulaşamayacak. Geçen yılın son çeyreğinde başlayan büyümenin, hükümetin açıkladığı teşviklerle, bu yılın ilk çeyreğinde de devam ettiğini belirten analistler, anayasa değişikliğinin ardından Türkiye'nin yoluna güçlenerek devam edeceği görüşünde. Türk varlıklarının orta ve uzun vadede sunduğu cazip yatırım imkânlarına yabancı yatırımcının seyirci kalamayacağı, 2017 yılının özellikle ikinci yarısından itibaren, kontrol altına alınmış bir enflasyonla birlikte Türkiye'nin en cazip pazarlardan biri olacağı ifade ediliyor.
ASPARAGAS RAPOR PIMCO'NUN MU?
Cumhurbaşkan LIĞI Başdanışmanı Bülent Gedikli, dün yatırımcılara asparagas risk raporları yollayan kuruluşların olduğunu iddia etti. Gedikli'nin kimi kastettiği merak konusu olurken, dünyanın en büyük tahvil fonu Pasific İnvestment Management Co.'nun (PIMCO) soru işaretleriyle dolu bir raporu dün yatırımcılara gönderildi. PIMCO portföy yöneticisi Fransesc Balcells yayımladığı raporda, Merkez Bankası'nın sert bir faiz artırımı yapmaması durumunda Türkiye'de dolardaki her düşüşün alım fırsatı olduğunu ileri sürdü. Raporda, Türkiye'nin borç çevirme yeteneğinin artık veri olarak kabul edilemeyeceği gibi soru işaretleri ile dolu bir değerlendirme yapılırken, yurtiçi siyasi gelişmelerin TL'deki düşüşü hızlandırdığı kaydedildi. 1.6 trilyon dolarlık varlığı yöneten California merkezli fon yönetim şirketi PIMCO, küresel güçlerin finanstaki en önemli ayağı konumunda bulunuyor. Dün ayrıca Goldman Sachs analistleri de Türk Lirası ve Meksika pesosunun en düşük değerli para birimleri arasında olduğunu ileri sürerek, Türk Lirası'na göre Meksika pesosunu tercih ettiklerini belirtti.
|