Uzmanlar, baş ve boyun kanserlerinde erken tanının hayati öneme sahip olduğunu açıkladı.Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bedri Özer,baş ve boyun kanserlerinde etyolojik faktörlerin kişinin yaşam şartlarına, alışkanlıklarına ve genetik özelliklerine göre değişebildiğini ifade etti.
Sigara kullanımının tüm vücut kanserleri gibi baş ve boyun kanserlerinde de katkısının yüksek olduğuna işaret eden Özer, baş ve boyun bölgesinde lokalize kanserlerin ortaya çıkan belirtiler nedeniyle genel olarak erken evrede tanınabildiğini kaydetti.Ancak erken tanının yine de hastanın olası erken belirtileri fark edip doktorunu bilgilendirmesiyle mümkün olduğunu vurgulayan Özer, "Unutmamalı ki tam ve yeterli bir tedavi ancak erken tanı ile mümkün olabilmektedir. Bu nedenle kanserde belirtileri bilmek ve tanımak hayati öneme sahiptir." ifadelerini kullandı.
Kanserin belirtileri
Prof. Dr. Özer, baş ve boyunda iki haftadan daha uzun süreli şişliklerin ağız, boğaz, gırtlak, tükürük ve tiroid bezi gibi bölge kanserlerinde çoğu kez ilk bulgu olarak karşılarına çıktığını, bu şişliklerin sıklıkla yavaş ancak sürekli büyüyen ağrısız kitleler olduğunu aktardı.Gırtlak bölgesi tümörlerinde ise ses kısıklığının ilk belirti olabildiğine dikkati çeken Özer, her ses kısıklığında kanser akla gelmese de iki haftayı geçen ve nefes darlığının eşlik ettiği durumlarda bir kulak burun boğaz hekimine muayene olmanın yaşamsal önemi bulunduğunu bildirdi.
Özer, "Ağız içi ve dilde yerleşik yara veya şişlikler, çoğu kez ağrısız ve dikkatten kaçabilen ancak kanser açısından önemli sayılan belirtilerdir. Kanama geç dönemlerde ortaya çıkabilmekte ancak boyunda eşlik eden bir şişliğin olması kanser açısından önemli bir gösterge sayılmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.Bedri Özer, tükürüğe kan karışmasının kanser dışı pek çok nedeni bulunabilse de ağız, burun, sinüs ve akciğer kanserlerinin erken bir belirtisi olabileceğine işaret etti.
Boğaz ve yemek borusu kanserlerinde katı ya da sıvı gıdalarda takılmanın erken belirti olabileceğini ifade eden Özer, böylesi bir durumda doktorun bilgilendirilmesi halinde baryumlu özefagus grafisi ya da endoskopik değerlendirme ile erken tanının yapılabildiğine değindi.
Özer, baş ve boyun bölgesinde yer alan pek çok cilt kanserinin cildin bazal hücreli kanserleri olduğunu ve sıklıkla güneşe en çok maruz kalan alın, yüz ve kulak gibi açık bölgelerde karşılaşıldığını belirterek, "Öte yandan yassı hücreli cilt kanserlerine kulak kepçesinde ve alt dudakta rastlanmaktadır. Daha yayılmacı ve tehlikeli olan, ciltte mavi-siyah ya da siyah renk değişimiyle kendini gösteren malign melanomalar da ancak erken tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabilmektedir." görüşlerini aktardı.
Tedavi planı
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özer, şunları kaydetti:
"Bu belirtilerin bir yada pek çoğu bir arada kanser olmaksızın da bulunabilmektedir. Ancak bunların kansere ait olmadığının tespiti ancak bir kulak burun boğaz uzmanının muayenesi ile mümkündür. Erken tanı ve hekim önerilerine uymak hastalığın tedavi edilebilirlik oranını hızla yükseltecektir.
Tedavi planı her hasta için farklıdır. Planı belirleyen faktörler tümörün lokasyonu, evresi, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna göre değişebilmektedir. Tedavi ise cerrahi, radyasyon terapisi, kemoterapi ya da bunların ikili ve üçlü kombinasyonuyla yapılmaktadır. Seçeneklerin kullanılması hekimin tecrübesi, hastanın isteği ve karşılaşabilecek sorunların birlikte çözümüne yönelik karşılıklı mutabakat ve güven içerisinde yürütülmek durumundadır."
|