Op. Dr. Nail Sönmez, ''Diyabete bağlı olarak uzun süre kan şekerinin yüksek seyretmesi durumunda göz damarları etkilenir ve retinanın beslenmesi bozulur. Retinada yeni damar oluşumları meydana gelirken oluşan damarlardan dışarıya sıvı sızar. Damarlardaki sıvı sızması sonucunda da retinada sıvı birikir ve ödem oluşmasına sebep olur. Bu durum sonucunda kişi görme yetisini kaybedebilir.'' ifadelerini kullandı.
Hastalığın meydana gelmesinde şeker hastalığının süresine dikkati çeken Sönmez, ''Özellikle diyabet tanısından itibaren 10 yıllık süreden sonra ve insüline bağlı genç diyabetlilerde ergenlik çağından sonra retinopati görülme sıklığı artar. Ayrıca sigara ve fazla miktarda alkol tüketimi de diyabetik retinopatinin ilerlemesini hızlandırır.'' değerlendirmesinde bulundu.
Sönmez, "diyabetik retinopati" nin şeker hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan ve tedavi edilmediği takdirde de kalıcı görme kaybına sebep olan bir hastalık olduğunu belirtti.
"Düzenli göz muayenesi ile oluşabilecek bir çok problemin önüne geçilebilir"
Sönmez, iki evreye ayrılan diyabetik retinopatinin ilk evresinde sessiz ilerlediğini ve herhangi bir belirti olmadığını belirterek, özellikle diyabet hastalarının belirti beklemeden düzenli göz muayenesi yaptırması gerektiğini dile getirdi. Birinci evrede belirti göstermeden ilerleyen retinopatinin ikinci evrede ilerleyerek retinada ödem, görüşte lekeler, göz önünde uçuşmalar oluşması ve görmede ani kayıplar ile kendini gösterdiğini anlatan Sönmez, önlem alınmaması durumunda hastalığın ani görme kayıplarına sebep olduğunu vurguladı.
Diyabet hastalarının rutin bir şekilde düzenli olarak göz muayenesi yaptırmasıyla hastalığın erken teşhisinde tedavi edilerek görme kaybından korunulabileceğini kaydeden Sönmez, düzenli göz muayenesi ile oluşabilecek bir çok problemin önüne geçilebileceğini belirtti.
Diyabet hastalığı devam ettiği sürece ve önlem alınmayıp tedavi ertelendikçe diyabetik retinopatinin gelişme riskinin de artacağını dile getiren Sönmez, şunları kaydetti:
''Diyabetik retinopati geliştiğinde kalıcı hasarlar bırakır, tedavi için geç kalındığında görme kayıplarına sebep olur. Bu yüzden erken teşhis tedavinin başarısını büyük ölçüde etkiler. Bununla birlikte hastalığın tedavisinde kan şekerinin kontrolü en önemli faktördür. Diyabetik retinopati tedavisinde en yaygın kullanılan tedavi yöntemi lazerdir. Retinada şiddetli kanama meydana geldiğinde lazer tedavisi mümkün olmadığından vitreo-cerrahi gerekir. Neovasküler glokomun (göz tansiyonu) geliştiği olgularda ise vitreo- retinal cerrahi ile birlikte tüp implantasyonları ve krio uygulamaları gerekebilir. ''
Sönmez, düzenli göz muayenesinin, sağlıklı, dengeli beslenme ve öğün atlamamanın, yaş ve sağlık durumunuza uygun egzersizler yapmanın, bol su tüketmenin ve ilaçları düzenli kullanmanın diyabetli hastaların yapması gerekenler arasında olduğunu ifade etti.
|