|
DEĞERLERİMİZİN KIYMETİNİ BİLMİYORUZ |
|
|
Çamelili saz ustası Hayri Dev, Türkiye’de köy çalgıcısı muamelesi görürken Avrupa’da hakkında belgeseller yapılıyor, dünyaca ünlü üniversitelerde ders veriyor.
Yöre halkının “Koca Usta” lakabıyla tanıdığı 74 yaşındaki Hayri Dev de çobanlık yaparken büyüklerinden öğrendiği üç telli sazla ve çam düdüğüyle Türkiye’den önce Avrupa’da meşhur oldu.
Gökçeyaka’da 1933’te doğan Dev, hayata çobanlık yaparak atılmış. Kadınların ekmek pişirmede kullandığı ısırgana tel takıp çalarak ilk enstrümanını yapan Dev, dedesi Mustafa’nın etkisiyle üç telli çalmaya başlamış. Büyüklerinin atışmalarını dinleyen ve çaldıkları türküleri öğrenen Hayri Dev, askere gittiğinde de okuma yazmayı öğrenmiş. Hayatını üç telli çalmakla, çoban eğlencelerine katılmakla geçiren Hayri Dev’in köyü Gökçeyaka’da eskiden kışın oyun damında, yazın oyun taşında toplanılırmış. Çobanlar birbirine tepeden tepeye, tepeden eve ayna tutarmış; bu da akşama toplanılacak anlamına gelirmiş. Kendisine ayna tutulan çoban, geleneklere göre gözden düşmemek için mutlaka yarenliğe gitmek zorundaymış. Kışın sırayla evlerde toplanılır, kapılar kilitlenir, herkes sırayla üç gaydaya oynar, yirmi kişi oynayıncaya kadar sabah olurmuş.
Hayri Dev’in ve arkadaşlarının keçi ardında ve yarenliklerde geçen yaşamları Jerome Cler’in Teke Yöresi araştırmaları sırasında kendilerini keşfetmesiyle değişmiş. Talip Özkan’dan bağlama öğrendikten sonra hocasının “Acıpayam’a, doğduğum yere git.” öğüdünü dinleyen Jerome Cler, Acıpayam’a gelerek bir kasetten Hayri Dev’in müziğini dinlemiş. Dev, Cler’in gelişini şöyle anlatıyor: “Bandı kendimiz doldurmuştuk. Cerom, müziğimizi duyunca gelip buldu bizi. Bu yörede bir düğünde çalıyorduk o gün. Beni ayrı bir yerde tekrar dinledi, sonra adımı avucuna yazdı. Haftaya varmadan tekrar gelerek ülkesine davet etti, biz de gittik.”
Avrupa bağlama dinliyor!
Dev, çoban müzisyen arkadaşları Hasan Yıldırım, Mehmet Şakir ve oğlu Zafer’le beraber enstrümanlarını gazete kâğıdına sararak gider Paris’e. Çalıp söylerler, üç telli resitalleri verir, çam düdüğü çalar, kaşıkla oynarlar. 1996’da Çameli ekibiyle 28 gün Fransa ve Almanya’yı dolaşıp etnik müzik festivallerine katılırlar. 1997 yılında Amsterdam’da, 1998’de Strasbourg Marc Bloch Üniversitesi’nde konserler verirler. Palais Des 2002’de Brüksel’de Beaux-Arts’ta, 2003’te Paris’te Fransız Kültür Bakanlığı yetkililerinin huzurunda hep birlikte çalarlar. Jerome Cler bu arada Tacikistanlı Gulya Mirzoeva ile evlenir ve Hayri Dev’in evine evli olarak gelir. Film yönetmeni Mirzoeva, Dev’in köyü olan Gökçeyaka’da anlattıklarının filme konu olabileceğini görerek bir film çekmeye karar verir. 1998 yılında çekilen yarı belgesel filmin başrollerinde de yine Hayri Dev ile köylüler oynamış. Belgesel Marsilya ve Strasbourg’da ödüller almış. Hayri Dev, Cler’in çalıştığı Sorbonne Üniversitesi’nde bir hafta boyunca üç telli dersleri de vererek birikimlerini akademik düzeye çıkarmış.
Fransa’daki müzik festivalinden aldıkları birincilik ödülüyle yayladaki evlerini yaptırır. Brüksel’de kaldıkları bir ay boyunca, toplam altı bin öğrenciye kendi müziklerini tanıtma fırsatı da bulan Hayri Dev’in anlattığına göre; Çam düdüğü ilkbaharda ‘dukkuk’ kuşu ötünce taze çam dalından yapılıyor. Yörede bu düdüğü yapan artık yok. Olsa bile kendisi gibi ustalıkla çalan yok. Dev, Fransızların kilometrelerce uzaklıktan gelerek öğrenmek için gayret gösterdiği üç telli sazı Türkiye’deki Kültür Bakanlığı’nın ilgi göstermemesinden yakınıyor. Sanatçı Hayri Dev, “Çaldığımız müzik aletlerini kendimiz yapıyoruz. Dedemizden dayılarımız amcalarımızdan bu yana kedileri yapar. Başka yerde yok. Başka taraflarda Dirmil, Burdur, Silifke oralarda yok. Üç telli, bu yörenin çalgısı. O kadar meşhur. Başka taraflarda pek çalamazlar. Bir de Özay Gönlüm, bizim yörenin sazını üç çatal olarak yaptı. O çalardı, ondan başka hiç çalan olmadı.” diyor. Dev, yalnızca Çameli yöresinde yapılan ve çalınan çam düdüğü adlı müzik aletiyle ilgili olarak da şunları söylüyor: “Bu bizim yörede çalınıyor, başka yerde imkânı yok. Bu çam düdüğü. Duguklar dugguk dedi miydi bunu hazırlarız, çıkarırız biraz. Bahara kadar kullanırız. Devamlı ıslak olur. Çam dalından hemen üç çatal kesersin, bir yerde döverek çıkarırsın, kargıya monte edersin.”
Hayri Dev’e Batı ülkelerinde o kadar çok ilgi gösterilmiş ki Fransa hükümeti kendisini emekli bile yapmak istemiş. Dev, “Fransızlar emekli yapalım dedi, biz takip edemedik, öylece kaldı. Bizim devletimizden ise konuşan kimse olmadı.” diyor.
Gökçeyaka’nın mahalli sanatçılar köyü olduğunu, adeta sanatçı fabrikası gibi çalıştığını anlatan Çameli Belediye Başkanı Cengiz Yılmaz ise, “Her evde saz çalan, söyleyen çıkar. Hayri Dev’imiz de asırlık çınar. Gerçekten sonradan keşfedilmiş bir değer. Değerini hepimizin bilmesi gerekiyor. 800 kişilik köyümüzün çoğunluğu mahalli sanatçı olduğu için geçimlerini mahalli sanatlardan kazanmaktalar. Düğünlerde programlar yaparak geçimlerini sağlıyorlar.” şeklinde konuşuyor.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 05 Eylül 2007 Çarşamba 10:19 |
|
|
|
|