Dünya içi ve dışı tehlikelere karşı 'dörtlü bir defans bloğu'nu andıran 'Fantastic Four', Amerikan menşeili çizgi roman âleminde ne varsa üreten Stan Lee'nin 60'lardaki icatlarından biriydi. Sinemaya buyur etmesi ise Roger Corman'ın yapımcılığını yaptığı 1994 tarihli filmle oldu ama Allahtan kimse görmemiş de, bu kötü giriş kayıtlarda ve hafızalarda pek yer etmiyor. Asıl şatafatlı boy gösterme ise 2005 yapımı, Tim Story imzalı filme nasip olmuştu. Bu 'ilk adım', ana karakterleri tanıtmaktan bir türlü asıl mevzuya giremiyordu ama yine de özel efektlerinin çekiciliğinin yanı sıra her şeyle kafa geçen yapısıyla ehveni şer bir örnek olarak sineye çekilir bir vaziyet arz ediyordu. Yine Story'nin yönetmenliğinde huzura gelen ikinci adımda ise, orijinal maceraya 66. sayıda dahil olan 'Gümüş sörfçü' karakteri ekleniyor ve ekip, 'Dört artı bir' mantığıyla sahaya çıkıyor.

Hikâyeyi kısaca özetlemek gerekirse, ekibin lideri konumundaki Reed Richards'la kız arkadaşı Sue Storm, evlenmek üzeredirler. Ne var ki tam da düğün zamanı, dünya dışı tehlike New York'un kapısını çalar. 'Gümüş Sörfçü' adı takılan tuhaf bir yaratık, sebep olduğu iklim felaketleri ve derin kraterlerle, zaten küresel ısınmayla yeterince dengesi bozulan gezegenin dengesini daha da bozar. Bu durumda, evlilik ikinci plana atılır ve yaratığa karşı savaşa soyunulur. Öte yandan eski dost ve düşmanları Dr. Von Doom da ortaya çıkar ve devletle işbirliğine soyunur. 'Dörtlü' Von Doom'a karşı içten içe yine tedbirlidir ama en azından 'köprüden geçene kadar' birlikte çalışmayı denerler.

Stan Lee düğüne giremezse...
Sue'nun kardeşi olan 'Alev Adam' Johnny Storm'u canlandıran Chris Evans'ın, İtalyan Fabio Cannavaro'ya benzerliği, lisede okul futbol takımı kaptanlarının, hayatta inek öğrencilere karşı yenik düşüşü, Japonya, Piramitler, Londra, Kara Ormanlar, Çin gibi mekân ve coğrafyalarda gezinti, hikâyenin yaratıcısı Stan Lee'nin Sue ve Reed'in düğün törenine alınmayışı, filmin ilk eldeki aktarılmaya değer unsurları. 'Pan'ın Labirenti'nde Pan'ı ve 'Soluk adam'ı canlandıran Doug Jones'un bu kez 'Gümüş Sörfçü' bedeninde karşımıza gelmesi ama seslendirmeyi son derece karizmatik tonuyla 'The Matrix'in 'Morpheus'u Laurence Fishburne'ün yapması bir başka ayrıntı. Ama beni en çok güldüren şey gerçek adı Norrin Radd olan 'Sörfçü'nün, aslında iyi olmasına karşın kötü davranmasının ardında bir kız meselesinin olmasıydı. O son derece 'cool' metalik yaratık, aslında bir zamanlar çok sevmiş, ama olmamış yani.
Peki ama bu verilerden nereye varacağız? Şuraya: 'Fantastik 4: Gümüş Sörfçünün Yükselişi', son derece demode vasat bir çizgiroman uyarlaması olmuş. 'The Incredibles' gibi bir aile yaratmak için evlenmeye karar veren ve çocukları büyütmeye kafayı takan Sue Storm esprisi başta olmak üzere efendisi Galactus'a aniden başkaldıran ve 'Terminatör 2'deki metalik yaratığı andıran 'Sörfçü' de dahil, filmin geneli tıraş. Dr. Von Doom'un Darth Vader özentiliğini sürdürmesi de bu tıraşlara dahil... İlk filmi izlediğimde, aklıma ayrı ayrı kişiler aynı kozmik ışınlara maruz oluyor ama niye her biri farklı 'süper' özelliklerle donanıyor sorusu takılmıştı. İkinci film bu soruya da cevap veriyor; dördünün özelliği Dr. Reed Richards'ta toplanıyor ama 'Sörfçü', bu dört dörtlük gücü 'iplemiyor'.

Filme ilişkin yine de takdire şayan bir şey ararsanız, o da devlet eliyle işkenceyi görüntülemesi derim. Ordu birlikleri, 'Gümüş Sörfçü'nün ele geçirilmesinden sonra, uzaylı yaratığa işkence yapmaya kalkıyorlar ve arada "Biliyoruz, yaptığımız insan haklarına aykırı ama ne mutlu ki sen insan değilsin" mealinde cümleler kuruyorlar. Doğrusu böyle bir görüntüye ancak Galip Tekin öykülerinde rastlanır sanırdık, Tim Story'nin filmi meselenin greçekten de 'evrensel' olduğunu gösteriyor.

Sonuçta Jessica Alba gibi bir silahını bile kullanmaktan aciz bu film, "Görsel şovlar izlemek adına ille de sıkılacağız" diyenlere tavsiye olunur...

bence fantastik aile süper bir film (yiğit tarlabölen)

bece yeni bir süpermen veya batman doğuyor bunun devamı gelir gibi (erhanca)