Kayseri İli
1990 sayımına göre toplam nüfûsu 943.484 olup, 604.072’si ilçe merkezlerinde 339.412 köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 16.917 km2 olup, nüfus yoğunluğu 56’dır.
Örf ve âdetleri: Kayseri’nin bilinen târihi, Hititlerle başlarsa da Asurluların ticârî kalıntılarına ve târih öncesi Tunç Çağına âit eserler bulunmuştur. 1071 Malazgirt Zaferinden birkaç sene önce selçuklu Türklerince fethedilen Kayseri o târihten bu yana devamlı Türk devlet ve beylikleri hâkimiyeti altında kalmış, eski kültürler unutulmuş ve Kayseri Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur.
Halk oyunları: Kayseri’nin örf ve âdetleri, oyunları ve müziği İç Anadolu’nun yayla özelliğini taşır. Türkü, mâni, masal, bilmece ve efsâne bakımından çok zengindir.
Halk edebiyatı: Kayseri’den meşhur ve çok sayıda halk şairleri yetişmiştir. Âşık Kerem ve Seyrânî en meşhurlarıdır.
El sanatları: Selçuklu devrinden beri yaygın olan el sanatları dokumacılık ve bakırcılıktır. Halı ve kilimleri, süslü süt ve su güğümleri ve ibrikleri önceleri çok meşhurdu. Kayseri’de halıcılık Selçuklu Türkleri tarafından geliştirilmiştir. Kayseri, Bünyan, Yahyalı ve Yeşilhisar halıları iç ve dış pazarlarda aranan halılardır. Evlerde çok sayıda halı tezgahı vardır. İlde eskiden beri ilerlemiş diğer sanatlar ise nakkaşlık, oymacılık, kakmacılık ve kuyumculuktur. Alçı işleri, mermer taş oymaları ve kabartmalar oldukça ileridir. Asırlar boyu başta Mîmar Sinan olmak üzere en büyük Türk mîmârları bu bölgede yetişmiştir.
Mahallî yemekleri: Kızartmalı içli köfte, sucuk içi etli mantı, nevzine tatlısı, tavuklu çerkes pastası, tepsi mantısıdır.
Kıyafet: Kadınlarda üç etek, çinti, salta, cepken, bindallı, ipek şalvar, oyalı yemeni ile süslü başlık şal kuşak; erkeklerde kuzu yününden yapılan külah şeklinde başlık, sako (bir nevi ceket), kuşak, tefe veya kıl şalvar.
Eğitim: Kayseri Selçuklular zamanından beri Anadolu’nun önemli bir kültür ve eğitim merkezi olmuştur. Dünyâda ilk tıp fakültesi 1206 senesinde “Şifâiye Medresesi” olarak kurulmuştur. Kayseri’de okur-yazar nisbeti % 80’e yaklaşmıştır. Okulsuz köy yoktur. Bâzı köylerde ortaokul bile vardır. ilde 18 anaokulu, 700’e yakın ilkokul, 100’e yakın ortaokul ve 13 meslekî ve teknik ortaokulu 60’a yakın lise ve meslek lisesi vardır. 1978’de kurulan Kayseri Üniversitesi 1982’de ErciyesÜniversitesi ismini almıştır.
Kayseri ilinde 25 kütüphâne vardır. RaşitEfendi Kütüphânesi Osmanlı devrinden kalmadır.
İlçeleri;
Akkışla Bünyan Develi Felahiye İncesu | Kocasinan Melikgazi Özvatan Pınarbaşı Sarıoğlan Sarız Talas Tomarza Yahyalı Yeşilhisar
İLK DEVİRLER
Kayseri çevresindeki en eski yerleşim alanı , şehrin 20 km kuzey doğusunda bulunan Kaniş Höyüğüdür. M.Ö. 2800 tarihinden Hellenistik Çağa kadar önemini koruyan merkezde, eski Tunç Devri, Asur Ticaret Kolonileri ve Hitit Çağları’ na ait bir çok belge bulunmuştur.
Hititler’ den sonra bölge Frig hakimiyetine geçmiş, daha ziyade Kızılırmak havzasında egemen olan frigler zamanında mazaka ön plana çıkmıştır. M.Ö 676 tarihinde Anadolu’ ya gelen Kimmerler ‘ in Kaniş ve Mazaka’ yı tahrip ederek, Frig hakimiyetine son verdikleri tarihi kaynaklarda belirtilmektedir.
Kaniş’ in önemini kaybetmesinden sonra, bölgenin kutsal dağı kabul edilen Argaios ‘ un ( Erciyes ) kuzey eteğindeki Mazaka ön plana çıkmıştır. Kimmerler’ in Asur ve Lidyalılar tarafından Anadolu’ dan atılmaları ile Mazaka , Lidya ve Med hakimiyetine girmiş ve devrin önemli ticaret merkezi olmuştur.
M.Ö 590 yılında Pers Kralı Kyros’ un Lidya Kralı Krisos ‘ u yenmesi ile bütün Anadolu ile birlikte Mazaka da Pers hakimiyetine girmiştir. İran ‘ dan bölgeye göç eden halk, kendi ülkelerine benzettikleri Argaios ( Erciyes ) ve çevresine yerleşmişlerdir.
KAPPADOKİA KRALLIĞI
M.Ö 332 yıllarında Ariarathes I , ilk Kappadokia Kralı olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. M.S 17 tarihine kadar 349 sene hüküm süren bu krallığın başkenti Mazaka iken, Ariarathes V zamanında şehrin adı Eusebia olarak değiştirilmiştir. M.Ö 8 yılı içinde tekrar bir değişiklik yapılarak , Roma İmparatoru Ceasar ‘ ın adına izafeten CEASAREA ismi verilmiştir. O günden beri, 2000 senedir Kayseri ismi ile anılmaktadır.
ROMA DÖNEMİ
M.S 193-211 tarihleri arasında şehir stadyumu yapılmış ve önemli Roma şehirlerinde olduğu gibi bir çok yarışmaların merkezi olmuştur. Şehir surları ise , Roma İmparatoru Gordianus III zamanında ( M.S 241 ) yıllarında yaptırılmıştır. Dördüncü yüzyılın başlarında halk tamamen Hıristiyanlaşmış ve Kayseri bu dinin ilmi merkezi haline gelmiştir.
Roma İmparatorluğunun Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmesi ile , Kayseri doğuda kaldığı için Bizans Şehri olmuştur. Bizans zamanında Arap ve İran ordularının yaptığı İstanbul seferleri sırasında Kayseri defalarca işgal edilmiştir.
KAYSERİ ‘ NİN TÜRKLEŞMESİ
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan ‘ ın 1071 tarihinde Malazgirt’ te Bizans ordularını yenmesiyle Anadolu kapıları Türklere açıldı. Bu tarihten 15 sene sonra , 1085 yıllarında Kayseri’ yi artık bir Türk ve Müslüman şehri olarak görmekteyiz. Müslüman Türklerin hakimiyetinde Kayseri’ nin eski halkı olan Rum ve Ermeniler’ in birer mahallede toplandıkları , Çarşı, Pazar ve ticarette yavaş yavaş hakimiyetlerini kaybettikleri görülmüştür.
Şehir, süratle yapılan Camii, Han, Medrese , Hamam ve Çeşmelerle kısa bir sürede tam bir İslam Şehri kimliği kazanmıştır. Bir müddet Danişmendliler’ e merkez olan Kayseri özellikle Selçuklu Sultanı Uluğ Keykubad ( 1. Alaeddin Keykubad ) zamanında Türkiye Selçuklu Devletinin Konya ve Sivas ‘ la beraber üç başşehrinden birisi olmuştur. Danişmendi ve Selçuklu yönetimleri zamanında yapılan görkemli yapıların en önemlileri olarak; Camii Kebir , Güllük Camii ve Hamamı , Hunat Külliyesi , Şifaiye – Gıyasiye Medresesi , Hacı Kılıç Külliyesi, Lala Muhlisiddin Camisi, Sahabiye Medresesi, Kale Surları ve Yoğunburç sayılabilir.
MOĞOL HAKİMİYETİ
Selçuklu ordusunun 1243 tarihinde yapılan Kösedağ Meydan Savaşı ile Moğol ordusuna yenilmesi , Türk tarihinde bir dönüm noktası olmuş ve artık Anadolu’ da Moğol hakimiyeti başlamıştır. Gönderdikleri Valilerle Anadolu ‘ yu denetleyen Moğollar , 150 sene müddetle Kayseri ve Anadolu’ nun bütün maddi ve manevi kaynaklarını yağmalamışlardır. Moğol sömürüsü altında ezilen Selçuklu Devleti , bütün gücünü kaybetmiş ve II. Mesud ‘ dan sonra dağılarak, yerini beyliklere bırakmıştır. ( 1308 )
OSMANLI DÖNEMİ
Fatih Sultan Mehmet zamanında , Gedik Ahmet Paşa tarafından Karamanoğulları Beyliği’ ne son verilerek, Karaman, Konya ve Kayseri Bölgeleri Osmanlı toprağına katıldı. ( 1474 ) Kayseri 1476 ‘ dan itibaren Karaman eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu. 1839 tarihinde Bozok Eyaletinde, 1867 tarihinde de bağımsız sancak merkezi olarak Osmanlı idari taksimatında yerini aldı.
YAKIN DÖNEM
Cumhuriyet Döneminde 1924 tarihinde yapılan yeni anayasa ile vilayet yapıldı. Bilinen en eski dönemlerinden beri ticaret merkezi olan Kayseri’ de devletin öncülüğünde sanayileşme başlatıldı. Sırayla Sümerbank Dokuma Fabrikası, Tayyare Fabrikası, Anatamir Bakım Fabrikası, Askeri Dikim Evi kuruldu. 1950 ‘ den sonra Kayserili ticaretten sağladığı tasarruflarını sanayiye dönüştürmeye başladı. Bugün Kayseri , ortalama büyüklükte bir ticaret ve sanayii şehridir. Güçlenen Üniversitesi ile giderek bir kültür merkezi haline gelerek, eski ününü yakalama yolundadır.
|