Grip, nezleden kansere kadar her derde deva olduğu söylenen propolisi, arının bizzat kendisi üretiyor. Bal arılarının bitkilerin ve ağaçların öz sıvılarında bıraktıkları propolis, kovanlardan toplanıyor ve sıvı bir ilaç haline getiriliyor. Peki, propolis neden bu kadar pahalı? Propolisin saymakla bitmeyecek faydaları nelerdir? Antioksidan, antibakteriyel ve antibiyotik özelliği olan propolis nasıl tüketilir?
PROPOLİS NEDİR?
Bal arılarının ürettiği mucizevi bir ürün olan propolis, en az arının ürettiği bal kadar kıymetli ve faydalıdır. Sık sık arı poleniyle karıştırılır ancak arı poleniyle alakası yoktur. Genellikle kahverengi tonlarındadır. Aslına bakılırsa propolis arıların kovanı temizlemek için ürettikleri temizleyici bir maddedir. Kovan hazırlanırken kovanın yalıtımı için bu maddeyi kullanan arılar, kovanın iç kısmının da temiz kalmasını yine propolis sayesinde sağlar, kovanı dışarıdan gelecek zararlı madde ve mikroorganizmalara karşı bu şekilde korurlar.
PROPOLİS NEDEN BU KADAR FAYDALI?
Doğallığı tartışılmaz olan propolisin devası içeriğinde bulunan vitamin, minerallerden geliyor. Propolis B1, B2, C ve E vitaminleri ve demir, kalsiyum, magnezyum, çinko ve bakır gibi insan vücudunun en çok ihtiyaç duyduğu maddeler yönünden çok zengindir. Bu özelliği ile de birçok hastalığın şifası için doğru adrestir.
PROPOLİSİN FAYDALARI NELERDİR?
Bağışıklık sistemini güçlendirir; Propolis, içindeki vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmekle kalmaz aynı zamanda grip ve nezleyle de savaşır. Hastalık sürecinde tüketilen propolis, iyileşme sürecini hızlandırır.
Her türlü iltihapta etkindir; Diş eti iltihaplanmalarında, ağız içinde çıkan yaralarda ve diş eti hastalıklarında iyileştirici etki yaratır. Propolis, sadece diş eti iltihaplanmalarında değil, vücutta oluşan iltihaplı hastalıkların birçoğunda olumlu etkiler yapar. Buna müteakip ülser, mide iltihaplanması gibi rahatsızlıkların da üstesinden gelmeye yardımcı olur. Bunun yanında kulakta oluşan ağrı ve iltihaplanmalarda da etkindir.
Ağız yaralarını iyileştirir; Ağız kenarları başta olmak üzere vücudun çeşitli yerlerinde oluşabilen uçukları tedavi eder.
Yaraların iyileşmesini hızlandırır; Hücreleri yenileme sürecini hızlandıran propolis yaraların hızlıca kapanmasına yardım eder.
Vücudu mantar ve bakterilerden arındırır; Tıpkı kovanı koruduğu gibi vücudu da koruyarak bakteri ve mantar nedeniyle oluşabilecek hastalıklara yakalanma riskini en aza indirir.
Cilt bakımı için birebirdir; Güçlü antioksidan özelliği sayesinde cilt sağlığına iyi gelir, şampuana katılarak haricen kullanıldığında saç derisine sağlık katar.
Kanseri önleyici etkiye sahiptir; yapılan araştırmalara göre; propolisin en büyük etkisi içeriğindeki C vitamini ile beraber hücreleri yenileyici özelliği sahip olması ve kanser hücrelerini de önlemesidir. Araştırmaların sonucunda görülen şey, kanserli hücre ve tümörlerin düzenli propolis kullanımı ile en aza indirgenmesi olur.
PROPOLİS NASIL TÜKETİLİR?
Genellikle aktarlarda bulunabilecek olan propolis, piyasada kuru taneler ve damla halinde sıvı olarak iki şekilde bulunuyor. En çok kullanılan propolis ürünü sıvı damla şeklinde olandır. Bunun nedeni ise propolisin suda çözünen bir madde olmamasıdır. Propolis boğaz hastalıklarında gargara ya da belirli damlalar ile tüketilebiliyor. Ancak propolis kullanımı ve miktarı hususunda ilgili hekim ve uzmanla görüşmekte yarar vardır. Dozajından fazla kullanıldığı takdirde mideye rahatsızlık verebilir. Onun haricinde de kullanım şekli sağlıklı insanlarda 10 kilo insan ağırlığına 1 damladır.
KANSER HÜCRELERİNE "ÖL" EMRİ VERİR!
Kilosunun sıvı ve kuru olarak 400-1500 TL arasında değiştiğini anlatan; Eskişehir'de arıcılık sektörüyle uğraşan genç girişimci Faruk Çengel, sağlık deposu olan propolis için, “Propolisin genel özelliklerinden bahsedecek olursak, insan sağlığında ve arı sağlığında aynı şekilde dezenfekte olarak kullanılır. En bilindik faydaları ağız içi yaralarında, diş eti hastalıklarında olmak üzere kansere kadar etkisi vardır. Propolisin kanserdeki etkisi kanser hücrelerine 'öl' emri verir. Propolisin temini ise arının bitkilerin ve ağaçların öz sıvılarını almasıyla oluşur. Arı bunları aldıktan sonra kendisinden de enzimler katarak bir macun haline getirir. En sağlıklısı yüksek rakımlarda alınır ve şehir merkezlerinden, köy merkezlerinden uzak olması daha önemlidir. Çünkü arı bazen asfaltlardan bile alabiliyor bunu yaz aylarında. Onun haricinde içerisine katmış olduğu enzimler zaten en büyük şifa deposudur. Antibakteriyel, antioksidan antibiyotik özelliği sayesinde her türlü hastalığa, özellikle sonbahar dönemlerinde nezle, grip gibi hastalıklarda önemli bir iyileştirici etkisi vardır” ifadelerini kullandı.
|