KIŞ SPORLARI, TURİZM MERKEZİ, ERCİYES DAĞI
|
3.916 metre yüksekliğe sahip Erciyes Dağı, bulutları delen zirvesi, tepesinden eksik olmayan karı ve insana ilahi duygular sunan azametiyle, Kayseri’nin sembolüdür.
Sönmüş bir “küme volkan” olan dağın, volkanik patlamaları günümüzden 30 milyon yıl önce başlamış. Erciyesden çıkan küller, rüzgarla kilometrelerce uzaklara taşınmış ve Hasan Dağı ile birlikte, Nevşehir, Ürgüp etrafındaki peri bacalarını oluşturmuş, Yüksek kısımları her mevsim karla kaplı olan Erciyes’in kuzeyinde bir kilometre uzunluğunda bir dağ buzulu vardır. |
Ayrıca dağın doruğunda bulunan Bizans rahiplerinin inzivaya çekildiği mağaralar, aynı zamanda kötü hava koşullarında dağcılar için de birer sığınaktır.
Dağcılık ve Kış Sporları alanında Türkiye’nin belli başlı merkezlerinden biri olan Erciyes, Kayseri’nin 30 Km. Güneyinde yer almaktadır. Erciyes kayak pisti dünyanın en iyi kayak pistlerinden birisidir.
Türkiye’nin en yüksek dağlarından olan Erciyes, Kayseri İli’nin güneybatısında tek bir kütle durumunda yükselmektedir. Erciyes’in doruğu genel görünümü ile bir kubbeyi andırmaktadır. Dağın sel yatakları ile derin biçimde yarılmış, yer yer üst üste kubbelerden ve sırtlardan oluşmuş doruklarında, kabaca doğu-batı doğrultulu bir sağrı uzanmakta ve bu sağrı üzerinde iki tepe bulunmaktadır. Bunlardan biri olan 3917 m. yükseklikteki Büyük Erciyes, aynı zamanda dağın doruğunu oluşturur. İkinci tepeyse bunun batısında yer alan Safrakaya tepesi ya da Küçük Erciyes’tir (2700 m.).
Erciyes Dağı’nın kuzey yamaçlarında, yükseklikleri 2200 ile 2700 m. arasında değişen birçok volkan tepesi sıralanmıştır. Bunların başlıcaları Belaşma, Yılbat, Karasığır, Lifos, Kepez ve Kefelik tepeleridir. Yine dağın bu kesimlerinde, lav akıntılarıyla oluşmuş birtakım kaya yığıntı alanları vardır. Sözkonusu yığıntılar, Peri kartını ve Selim kartını adıyla anılmaktadır. Erciyes dağı kütlesinin doğusunda yükseklikleri 1200-1700 m. arasında değişen başka volkan tepeleri yayılmıştır.
Çarıktepe, Arkatepe, Un tepesi, Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi kabartıların yer aldığı bu bölgede, asıl kütleden görece ayrı olan iki volkanik dağ daha vardır. Bunlar Ali Dağı (1871 m.) ve Yılanlıdağ’dır (1640 m.). Dağın güney ve batı yamaçlarında da Üçtepe, Evliya Dağı, Uçukdağ, Kırmızıtepe, Göktepe, Bozdağ, At Tepesi, Şeyharslan, Beşparmak, Karasivri, Karnıyarık gibi kartınlar ve tepeler sıralanmıştır. Erciyes Dağı’nın doğusunda yer alan ve dağdan Tekir Yaylası ile ayrılan Koç Dağı ise 2700 m. yüksekliktedir.
Erciyes, III. Zaman ortalarından başlayarak çeşitli dönemlerde etkinlik gösteren, lav ve tüf püskürten eski bir yanardağdır. Bu özelliği ile Erciyes Dağı türlü yaştaki volkanlardan oluşmuş bir küme volkan olarak nitelendirilmektedir. Toros orojenez kuşağı ile İç Anadolu masifleri arasındaki alanda, püskürmelerle ortaya çıkan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu dağların en önemlisi olan Erciyes, özellikle pontiyen, pliyosen ve pleistosendeki yanardağ püskürmeleri sonucu bir stratovolkan (tabakalı volkan) olarak yükselmiştir.
Erciyes Dağı’nda bugünkü ana volkan konisi, bazaltlı lavlarla oluşan eski volkan temelinin, daha sonra kıvamlı andezit lavlarının püskürmesi sırasında iç basınç sonucu parçalanmasıyla açılan çukurda oluşmuştur. Ana doruğun doğusunda, dağı bir yay biçiminde çeviren Koç Dağı’nın eski volkanın kalıntısı olduğu sanılmaktadır. Bu arada dağın püskürmeleri sırasında ortaya çıkan lav, tüf, dışık (cüruf) ve lapilliler (yanardağ çakılı) yaklaşık 100 km. uzaklığa dek yayılmış ve bu volkanik malzemeler, Erciyes Dağı’nın çevresindeki tepe ve platoların buğünkü yapısını belirlemiştir.
Erciyes Dağı üzerinde IV. Zaman’da oluşan buzullar ise aşındırma yoluyla dağın yüksek kesiminde geniş ve derin sirkler (buz yalakları) ortaya çıkarmıştır. Dağda, 3000-3500 m. arası yükselti kuşağında yer alan bu 8 buz yalağından birinin geniş bölümünde bir buzul bulunmaktadır. Boyu 700 m, eni ise yaklaşık 200 m. olan bu buzulun kalınlığı 20 ile 50 m. arasında değişmektedir.
Bu buzul devrinden sonra da Erciyes’te yeniden yanmalar belirmiş, bu dönemdeki püskürmeler sınırlı ve daha küçük ölçüde, dağın kenarlarındaki yarıklardan, çoğu kiremit renkli cüruflar püskürtülmüş, böylece Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi nisbeten ufak çapta koniler oluşmuştur. Böyle küçük püskürmeler günümüzden 2000 yıl öncesine kadar da görülmüş olmalı ki, Miladın başlarında coğrafyacı Strabo, eserinde Kayseri şehri yakınındaki ateş çukurlarından geceleyin fışkırdığı görülen alevlerden söz etmiştir. Bu Erciyes’in son faaliyeti olmuştur. Günümüzde Erciyes, sönmüş bir genç volkan dağı olarak, 3916 m. yüksekliği, heybetli görünüşü, 1100 km2yi geçen alanı, çevresine canlılık veren varlığı ile bölgenin bir tabiat zenginliğidir.
Erciyes’in yer aldığı bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ancak, bu bölgenin kimi kesimlerinde yer yer çalılıklar ve nemli yerlerde meyve, kavak ve söğüt ağaçları da görülmektedir. Erciyes’te 1500-1600 metreye dek çıkan bozkır bitki örtüsü, yerini daha sonra 2500 metreye ulaşabilen dağ bitkilerine bırakır. Erciyes’in bundan sonraki yüksekliklerinde ise yüksek dağ bitkileri yer almıştır.
Erciyes Dağı çevresi, eski dönemlerden beri önemli bir yerleşme merkezi olma niteliğini korumuştur. Nitekim Kayseri İl Merkezi bu dağın eteğine yakın bir bölgede kurulmuştur. İlin önemli yerleşme merkezlerinden Develi ilçesi ise dağın güney eteklerinde yer almaktadır.
Erciyes’in yüksek kesimindeki başlıca yol, Tekir yaylası üzerinden geçen Kayseri -Develi yoludur. Öte yandan Erciyes, il halkı için önemli bir dinlenme yeri oluşturmaktadır. Özellikle kuzey yamaçları, 1500-1600 metreye kadar bağ ve bahçelerle doludur.
Türkiye’nin üçüncü Ortaanadolu’nun en yüksek dağı olan Erciyes, uluslararası kış sporları merkezi konumundadır. Kayak ve dağcılık için son derece elverişli pist ve kulvarların yer aldığı Erciyes’te son yıllarda yapılan çalışmalarla modern konaklama yerleri inşa edilmiştir. 24 saat hizmet veren tesislerin yanısıra ulaşım için yollar sürekli açık tutulmaktadır.
Kayseri İl merkezine 25 km uzaklıktaki Erciyes dağının 1800 ile 3 bin metre arası yükseklikleri dağ ve kış turizmi açısından önem arz etmektedir. Uludağ ve Palandöken Kayak Merkezlerine rakip olabilecek bir potansiyele sahip olan Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi; 19 Nisan 1989 tarih ve 20144 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23 Mart 1989 tarih ve 89/13900 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile uluslar arası kayak merkezi olarak ilan edilmiştir.
Kayak mevsimi 1 Kasım-1 Mayıs tarihleri arasında beş aylık oldukça uzun bir süreyi kapsamaktadır. Kar kalitesi iyidir. Kayak pistleri yüzde 30-10 arasında değişiklik gösteren eğime sahiptir. Çeşitli disiplinlerde kayak yarışmalarına imkan tanımaktadır.
Halihazırda, kayak merkezinde, kayak pisti bitiminde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından kiraya verilen 3 Yıldızlı Dedeman Oteli (106 yatak) ve Özel ACE Pansiyon (20 yatak), Grand Eras Erciyes Oteli (130 yatak) ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün (120 yatak), Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (98 yatak), Silahlı Kuvvetler (42 yatak), Posta-Telgraf İşletmesi Genel Müdürlüğü (60 yatak), Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (96 yatak) ve DSİ Genel Müdürlüğü'nün (207 yatak) dinlenme tesisleri bulunmaktadır. Günübirlik tesis olarak Hisarcık Belediyesinin yaptırmış olduğu kafeterya hizmet vermektedir.
Ayrıca kayak pisti yakınında, 3000 metre uzunluğunda 1250 kişi/saat kapasiteli telesiyej, 1500’er metre uzunluğunda 2 teleski ve 3 adet baby-lift mevcuttur.
Erciyes dağcılık ve buzul tırmanışları yanısıra, yaz aylarında tracking parkuru olarak da kullanılmaktadır.
Son yıllarda geleneksel hale dönüştürülen Kar Taneleri Şenlikleri’yle müzik, eğlence ve sporun bir araya getirildiği Erciyes, doğal ortamlarda yaşayan yaban atlarıyla da ünlüdür.
Kayak pistinin de yer aldığı Tekir Yaylası, kışın olduğu kadar, yazın da inanılmaz güzellikteki doğal yapısıyla ilgi çekmekte, piknik alanı olarak da hizmet vermektedir.
Tekir Yaylası ve çevresinde yaz aylarında kurulan yaylalar ve yörede elde edilen Tekir balı yine Erciyes’in vazgeçilmez güzellikleri arasında yer almaktadır.
Ulaşımın son derece rahat olduğu Erciyes, güzelliklerini ziyaretçilerle her mevsim paylaşmaktadır.